Adı veda olsun..

Herşey mukemmeldir önce
Yüreğini açmış,
Mantığını da yola getirmişsindir, o kadar direnmesine ramen.
Eminsindir herşeyden
Kararlı..!
Geleceğinin temelini onun gülüşüne atarsın.
Sadece elini tutmanın binbir hayalini kurarsın.
Kendi kendine gülümsersin aklına geldimi
O dur dersin..!
Sadece yanında olmak istediğim değil.
Yaninda ölmek istediğindir..

Sonra..
Ona bakarken, bir gölge düşer resmin kenarına..
Geçmişi bulur seni
Çöker omuzuna
Boğazına düğüm
Midene yumruk
Yüreğine ağrı getirir
Yakar canını en acımasızından
Gidesin gelir senden başkasının olmadığı bir yere..
Arkana bir defa bile dönüp bakmadan
Herşeyi ateşe verip..
Tövbe ederek..
Çünkü anlamışsındır artık
Kalırsan yakacaklar seni
Azalacaksın
Kalırsan onun ayak izleri kanatacak yolunu..
Kalırsan
Onlara benziceksin
Onlar gibi olacaksın
Ve belki..
Senden öncekiler gibi,
Bir durakta bırakılıp gelene gölge olacaksın..

Zîn Hevî

IMG_4046.PNG

Neydi..

Neydi..?

Düşündükçe düşen yaşlarım var
Üşüdükçe titreyen bedenim.
Kendini kısaca gösteren Bulut’un ardına gizlenen güneş misali dir kuşku.
Yılan misali sürünerek beynine sokulan.
Görünmeyip korkutan günah gibi.
Sevgi sömürmekmiydi ilk önce de kendini.
Çoğalmak miydi üreterek.
El uzatmakmıydı kolunu hesaba katmadan.
Yük taşımakmıydı omuzlarına güvenerek.
Yeni bir yurt kurmakmıydı yürekte
Harabelerden korkmadan.
Rahat nefes alabilmekmiydi ciğerlerin büzülmeden
Boğazı’nda düğümmüydü yutkunamadığın
Arınıyorumuyduk yagmur yağınca
Gözyaşımızı mı gizliyorduk islanarak
Geceyi hüzne yakıştırmakmıydı aya inat..
Yâr saçına gökyüzünden daha çok yakıştırmakmıydı yıldızları
Yakmakmıydı canı derman olmak mı
Güvenmek istediğimiz için mi güvendiğimizi sanıyorduk yoksa sonsuzca.
Gulmek miydi gözler kaybolana kadar
Ağlamakmıydı rüya ülkesine dalarak
Yükseltmekmiydi yürek duvarlarını sıkı sıkı örerek
Kendimizi kandırmak dahamı kolaydı
Hisetmek dokunmaktan daha önemlimiydi
Sahib olmakmıydı asıl amaç ürkekliği ezerek.
Faydalanmakmıydı masumiyetten haram yutarak
Tene dokunmakmıydı ruhu hiçe sayarak şehvete salmak
Susmak mıydı en çok sözcükleri sırada bekleterek..
Neydi..?

Zîn Hevî

IMG_3282.PNG

Susarak

Belki bir gün konuşmadan anlaşırız seninle..
Karşı karşıya oturup tüm harfleri azad ederek.
Dudak arasındaki mahkumiyetten kurtararak
Soyarak sesimizden gökyüzüne salıp..

Sen gözlerini çevirirsin gözbebeklerime ağır ağır gözkapaklarini indirerek
Bilirim ki sevdiğini söyledin
Utangaç utangaç dokunurum parmaklarına..
Bilirsin ki sana tutunurum.
Sımsıkı tutarsın elimi acitacak kadar
Anlarım ki yanındayım diyorsun
Eğerim başımı hafiften,
Anlarsın ki yolun yolumdur demişim
Derin bir nefes alırsın
Ciğerlerim özlemini solur.
Gulumsersin bana bakarak
Gömülürüm gamzene huzur bularak
Rüyamda görürüm seni
Hasretim gözünde canlanır
Kirpiğinden süzülen maasum yaş avucuma düşer yeşertir
Dokununca sana, tenin bereketlenir
Tadınca terini ben ömrüm uzar..
Ezilir sözcükler..
Harfler gereksiz kalır.
Düşer iktidardan.
Devrim seni sessizliğinden anlamak olur..
Virgüller cümleyi bölse de Dîlem, yolumun sonundaki noktam sensin!

Zîn Hevî

IMG_3005.PNG

Yüzümüz olsun..

Bir bakarsın, içinde karanlıklar büyütmeye başlamışsın.
Geceyi süsleyen yıldızların bağrına bir de hüznü takmışsın.
Gece karanlıkmıydı?
Biz mi yakıştırdık karanlığı geceye?
Ne fark ederki..
Geçmiş karanlıktır sahte ve soğuk.
Gelecekse gelmeyeceklerin yolu,çukurlu ve taşlı..
Umudun kelebek olup kanat çırpsada yükseklerde.?
Ömrü bir günlüktür be yüreğim..
Gökkuşağının altından geçme hevesi yordu.
Boşver..
Dilekler gerçek olmasa da güzel.
Sevdiğinin resmi gibi taşırsın gömleğinin cebinde, canın çektimi çıkarır düşünürsün gerçekleşmeyen güzellikleri..
Avucunu ovarsın belki, senden farkli yöne giden hayat çizgilerine bakarak..
Niye kanıyorduk ki öyle şeylere.
Mantık denilen zat dururken.
Bide..
Sol yanımızda büyüttüğümüz!
Bazen yücelten, bazen de ezip büzen..
En çok ta acıtan..
Adını koymayalım!
Ne bir başlangıcı olsun ne de bir sonu..
Mahçup olmayalım aynalara.
Yüzümüz olsun arada bir hatırlamaya..

Zîn Hevî

IMG_2296.PNG

Hiç

HIÇ !

Hic nedir bilirmisin?

Heybesinde herşeyi taşımaktır Hiç.
Hiçbirşey ken, herşey olmak..
Bazen karanlığın dibi,
bazen de aydınlığın zirvesidir.
Kendini çocuk gülüşüne satmaktır
Boynunun ipini yüreğine takmaktır

Gülmektir canının en acıdığı anda
Ağlayabilmek kırılgan bir omuzda.
Bir ağıtta boğulup,
Yaşlı bir amcanın bastonuna bel bükmektir.

Hiç.. bazen unutmaktır yürüdüğün yolu.
Ikinci sokağın otobüs durağını..
Çayın şekerini
Hatta.. kahvenin kokusunu..
Annenin seni uyandırmasını
Babanın elinin ekmek kokmasını..

Hiç..
yataktır..
tenine has bir dünya
Yastıktır
altına uçurumlar gizlediğin
Çarşaftı
farklı tenlerle buladığın..
Rüyaydı.. Yalandı..
Yorgandı, sûr çalarak başına çektiğin.
Uyanmaktı gerçeklere göz yumarak..

Toprağın acısını iliklerinde hissetmekti.
Vicdanı satmaktı güvercinlere
Bir gözyaşına kıyameti koparmaktı
Gözlerine çivi cakmakti zalimin
Yalanın kaldırım taşını bağrına indirmekti..

Kitaplara çocukluğunu hediye etmekti
Şiirlere derdini dökmek,
Harflere can verip kelimeleri yaşatmaktı..

Korumaktı onurunu kağıt parası olanlara karşı
Kendini yeniden bulmaktır,
herdafesında yine kaybederek karanlıkta..

Edeptir Hiç, saygıdır..
Araya sıkıştırdığın bir mizahdir..
Yuregini hediye ettigin,
Ömrünü uzattığın bir kelebrktir..

Hiç çok şeydir Dîlemin,
Avucunun kokusu,
Yargılı bakışın
Ve mahsun dudağın
Hiç en çok ta SEN dir !

Zîn Hevî

Te digot îlon
Î ji rexekî
L ji rexekî
O ji rexekî
Xwe diberde dilemin.
Dileminî pêxwas û beyar jîn dibû dîse

Min ji havînê hez nedikir lê tu bûyî diyariyeke rojeke havînê
Ez îcar ji kîjan demsalê bixeyîdim xezal.
Payîzê dike buhar peyva te, havînê hînik, zivistanê germ, bihare ji biharê xweştir dike dile te.
Adar bû peytexta heyvan îcar te konê adarê jî ji nav konan rakir û te got ezim îlon ezim paytext ezim û ezim

Belê ez qurban di îlona bihara dilê min de ronahiya ku te peşya we vekir qîr didê, tu bi xer hatî zina minî delal..

( sevgili..)

IMG_2281.JPG

Büyüyor

Büyüyor..
O kadar büyüyor ki bazen suskunluk..
Söyleyemediğin, Sustuğun her cümle tek tek çarpar yüzüne..

Karanlık korkmaya başlar beynindeki uğultudan kaçarak..

Kulak zarın çekilir mahçup be tıkalı
Duymamak adına..
Cümleler kırılır..

Gözbebeğin okadar küçülür ki herşey çok uzakta duruverir bir anda bulanık ve siyah..

Sesin kısılır..
sözcükler harflerin isyanına uyup dağılır
Hic bir çığlığın duyulmaz

Korku okyanus kadar oluyor
Her fırsatta dibe çekiyor seni
Yüzmeyi bilsen bile..

Gölgen ağır gelmeye başlıyor sana
Seni, O bir ömür taşımaya razı olsa da..

Ve sen..
Küçücük olursun o kocaman yatağında.
Yorganı başına çeker,
gözyaşınla yastık altına sakladığın hüzün çiçeklerini sularsın..
Hıçkıra hıçkıra..

Zîn Hevî

IMG_2207.JPG

Acabalar..

Umut dokunurken beyninin en unutulmuş köşesine, gölgen sana yaklaşmaya başlar ürke ürke
Yaklaştığı her adım bir uzaklaşmayı taşıyor omuzunda korkarak
Gölgene beraber yürüme açlığını hissedersin.
Boşluklar yavaş yavaş dolmaya başlar
Ve sen gözbebeklerini kaldırım taşlarından çekip göğe taşırsın büyük bir tedirginlikle.
Tebessümlerin kelebeklerin kanat çırpışını takibe başlar
Düşer senden habersiz yaraların kabuğu.

Ağaçların kökleri toprağı yarıp başkaldırmamıştır, artık koynu sıcacıktır toprağın
Yaprakların düşüşü hüznünden değildir, ve rüzgar onları savurmak yerine her esintide yumusacık dokunuyordur..
Yağmurlar kışı habercisi değildir toprağa hasretindendir damlaların intiharı
Ve soğuklar sadece birbirine sokulmak içindir..

Sonra yırtar gökyüzünü sessizlik..
Karanlık doğar en aydınlıkta
Sen; Göğüsünü gere gere taşa çevirmişsindir
Sağlam bastıkça toprak kancıklık yapıp yarılmıştır
kelebekler ömrünü kısa tutmuş
Son defa kanadını karanlıkta çırpmıştır
Gölgenin dokunuşu kirletmiştir sana yürüdüğü yolları
İronik bir tebessümle döner ardına bakarsın
Uzun uzun..
Bilmiyorum..
Baktığım geçmişmiydi
Yoksa..?
Daha gelecekmiydi..?

Zîn Hevî

IMG_2037.PNG